Ortaçağ İslam toplumlarının sosyal tarihinde önemli bir konumda yer alan ayyarlar kaynaklarda çok farklı vasıflarla nitelenmekte ve değişik faaliyetler içerisinde bulundukları zikredilmektedir. Haydut, yağmacı, eşkıya, düzenbaz, aylak, serseri, zeki, kurnaz, atılgan, melâmî, mütavvi‘a, fütüvvet ehli bu nitelemeler arasındadır. Nitelemelerin gerek tanım gerekse fonksiyon olarak birbirine benzemeyen bir çeşitlilik göstermesi, ayrıca Sistan coğrafyasında Yakub b. Leys önderliğinde zirveyi görüp siyasi olarak iktidara sahip olmaları ayyarların karmaşık bir sosyal oluşum olduğunu göstermekte ve bu durum da araştırmacılar için oldukça ilgi çekici bir durum arz etmektedir.
Günümüz İslam devletlerinin bir kısmında siyasi erkin, güvenliğini tehdit eden ve bir türlü baş edemediği illegal yapılanmalarla mücadelede toplum içerisinde faaliyet gösteren bir takım sosyal gruplardan faydalandıklarına şahit olunmaktadır. Bu sosyal gruplar gerek ekonomik ve lojistik gerekse bir takım imtiyazlar bağlamında desteklenerek güçlendirilmekte ve böylece söz konusu illegal yapılanmaların faaliyetlerinin önüne geçilmeye çalışılmaktadır. Ancak devletin siyasi anlamda istikrar ve güven ortamını tesis etmekte aciz kalması güçlendirilmiş sosyal grupların en ufak bir menfaat çatışmasının yaşandığı durumlarda silahlarını devlete dolayısıyla topluma çevirmelerine yol açmaktadır. Anlatılan hususlar Ortaçağ İslam devletlerinde faaliyet gösteren ayyarların resmi otorite tarafından kullanılmaları ile paralel bir durum arz etmektedir. İşte bu çalışmanın hedeflerinden birisi de ayyar gruplarının siyasi erk ile olan bağlantılarını gözler önüne sermeye çalışmak ve böylece günümüz İslam devletlerinin bu tür sosyal gruplarla olan ilişkilerinin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunmaktır. Bu bağlamda Ortaçağ ve günümüz İslam devletleri ve iki dönem toplumları arasında bir karşılaştırma yapılmasının da önü açılmış olacaktır.
Dr. İsmail Pırlanta
208 Sayfa