Nahiv Kurallarının Fıkhi İhtilaflardaki Rolü Ömer Faruk YETİM

0 Yorum Yorum Yap
Stok Durumu

Fıkıh, kişinin lehine ve aleyhine olan hususları tanzim eden bilgiler
bütünü olup büyük bir fikri içtihadın semeresi, titiz bir çalışmanın
ürünüdür. Müslüman bireyin ferdi ve içtimai yaşantısını tanzim eden
kaide ve kurallar bütünü olan fıkhın bu yönü onun diğer İslamî ilimler
arasında daha canlı, dinamik ve vazgeçilemez bir konumda tutmuş,
süregelen hayatın akışıyla beraber önemini daha bir belirgin şekilde
muhafaza etmiştir denebilir.
Sözlükte bir şeyi iyi ve tam anlamak, kavramak, bir şeyin hakikatini
bilmek ve akletmek gibi anlamlarda kullanılan fıkıh ilminin, “dinin
amelî hükümlerini muayyen delil ve kaynaklarından çıkararak elde
edilen bilgiler bütünü” şeklinde kavramlaştığı ve tarihi süreçte nasların
yanı sıra nahiv ilminden de büyük oranda yaralandığı görülmüştür.
Nahiv ilminin fıkha büyük oranda dayanak olması, onun ana
delillerinden olan Kur’ân ve Sünnet’in dilinin Arapça olmasından neşet
ettiği ve adı geçen delillerin manalarını idrak etmenin, dilin kaidelerini
bilmeye bağlı olduğu müşahede edilmiştir.
Nahiv ve fıkıh ilimlerinde (usûl ve furû‘ bağlamında) üzerinde ittifak
sağlanmış herkesçe kabul edilen kaide ve kuralların olduğunu
söylemek pek mümkün olmasa da fıkhın istinbat ameliyesinde
yararlandığı pek çok nahiv kuralının var olduğu görülmüştür. Tespit
edebildiğimiz kadarıyla genel usûl eserlerinde geçen ve nahiv kuralları
çerçevesinde şekillenen ihtilafların sayısı yaklaşık olarak beş yüze
yakındır. Ancak bu bir sınırlama olarak algılanmamalı, nahivden
kaynaklanan başkaca ahkâmın var olduğu unutulmamalıdır.
İnsan, her an farklı bir hukuki durumla karşılaşılabileceğinden dün
onun için hukuki değerini kaybeden hükümler, yarın yeniden
önemlerini kazanabilmektedir. Fıkıh ilminin, dilden büyük oranda
yararlanarak zaman zaman hayatın içerisinde olması muhtemel tikel
olayları farazi fıkha da yer vererek, mevzu bahis ettiği ve hükme
bağladığı anlaşılmaktadır.
Şafiilerin eserlerinde yer alan furû-ı fıkha dair meselelerin, diğer
mezheplerin eserlerine oranla daha fazla ve çeşitli olduğu
görülmektedir. Nahiv ilmi kaidelerinden neşet eden furû‘î meseleleri ve
buna dair ihtilafları enine boyuna irdeleyen ve kitaplarında birçok
örneğe yer verenlerin, Şâfiî mezhebine mensup âlimler olduğunu
belirtmek icap etmektedir. Bununla birlikte genel itibariyle
mütekellimin metodunun, Hanefîler’in oluşturduğu fukaha metoduna
oranla dağınık ve alelade bir sisteme sahip olduğu da tespit edilmiştir.

Toplam 0 Yorum

0

Ortalama Puan

Yorum yapabilmek için Üye Girişi yapmalısınız