Tekfîr kavramsal çerçevede bir mü’minin dinden çıkması anlamında-
dır. Bu açıdan bakıldığında tekfîr hem dünya hem de ahireti ilgilendiren
neticeleri bulunmaktadır. Dünyayı ilgilendiren yönü İslâm dairesi dışına
çıkmasından dolayı Müslümana tanınan hukuki bir kısım haklardan
mahrum kalarak farklı muameleye tabi tutulması gerektiğidir. Ahireti
ilgilendiren yönü ise sonu ebedî cehennem olacak bir cezayla karşı karşıya
kalması durumu söz konusudur. Bu nedenlerden dolayı tekfîr kavramı ve
içeriği çok hassas konuları içerisinde barındırıp neticeleri de bir o kadar
önemlidir. Bu açıdan meseleye bakıldığında sadece bir kavramı kullan-
makla kalınmadığı aynı zamanda doğurduğu neticeleri itibariyle de büyük
bir sorumluluğu yüklenmek gerektiği ortaya çıkmaktadır. Bunun için
tekfîri kullanmada adeta kuyumcu terazisi gibi çok hassas davranmak
temel prensip olmalıdır.
Unutulmamalıdır ki Allah insanı dilinden çıkandan dolayı sorumlu
tutmuştur. Bu dili kullanırken özellikle elfâz-ı küfür ve tekfîr konularında
kemiği varmışçasına kullanmak gerekir. Dilin kullanım sorumluluğu ile
elfâz-ı küfrü kullanmakla ortaya çıkan tekfîrin doğuracağı neticenin
manevî ağırlığı, tekfîr meselesinde Müslümanları dikkatli ve hassas olmaya
davet etmektedir. Tekfîr konusunda bu daveti her daim hatırlayarak hare-
ket etmek mü’minlerin şiarı olmalıdır.
Yorum yapabilmek için Üye Girişi yapmalısınız