DİN KÜLTÜR’Ü, AHLAK BİLGİ’Sİ
Bu kitap, daha önce yayınlanan, 1990 yıllarındaki müfredata göre hazırlanan Din kültürü ve ahlak dersine yönelik bir eleştiri idi. Bu gün yeni müfredata göre hazırlanan ders programına yönelik eleştirilerle kitabın güncellenmesi sözkonusu.
Eski ve yeni müfredattaki temel bakış açısından bir farklılık yok. Dersin adı “Din dersi” değil, “Din kültürü ve ahlak bilgisi” dersidir. Din bir gelenek, kültür olarak ele alınmaktadır, ahlak da bilgi seviyesinde kalmaktadır. Yaşadığımız
hayatta aslında Ahlakın yerini “Moral” ve “Etik” değerler almaktadır. “Din Kültürü ve Ahlak bilgisi” artık bir “Değerler eğitimi” kapsamında değerlendirilmektedir. Bu çerçevede öğretilen bir , dinin, ekonomi, siyaset, toplum hayatı, kamusal alandan tecrit edilmiş, “Bireysel” planda vicdanlara, toplumsal planda mabetlere hapsedilmiş bir “Türk İslamı” anlayışıdır. Bu da siyasetin çerçevesini belirlediği aslında bir “siyasal islam” projesidir.
“Yeni Normal” dönemde, Human 2 projesi olarak da tanımlanan ve insanı nesne olarak kabul eden, din, ahlak ve gelenekten, biyolojik cinsiyetinden bağımsız, cinsiyeti, “toplumsal cinsiyet” şeklinde tanımlanan, yönelim, deneyim ve tercihe daylı, akışkan ve değişken olabilen Gender diye sıfatlandırılan Trans Humanizm anlayışı ile yeniden tanımlanan bir Genom’un Siber dünyadaki karşılığını bugün tam olarak belirlemek mümkün değildir.
Sok kamuoyu araştırmalarında Dindarlık artık anlam değiştirmemiş gözüküyor. “Amentü”yü bile bilmeyen ya da maddeler halinde sorulduğunda bunlarıhurafe olarak gören bir nesil geliyor ve bunlar kendilerini Müslüman olarak
tanımlayabiliyorlar. Müslümanlık artık sosyolojik anlamda bir kültürel aidiyeti ifade ediyor. Din KÜLTÜR, Ahlak BİLGİ’den ibaret olunca sonucun bu olması sürpriz değil.