M. 610 yılında peygamberlik vazifesiyle görevlendiril-
dikten sonra Hz. Peygamber tebliğ vazifesine başlamış,
fakat Mekkeliler bunu kabullenmemişti. Mekke’de İslâm’ın
yayılması için aradığı ortamı bulamayan Rasûlüllah, Tâif ’te
de aradığını bulamamış, Mekke’ye bu üzüntüyle geri
dönmüşken, Allah (c.c) ittifak arayışı için Mekke’ye gelen
altı Medineliyi O’nun karşısına çıkarmıştı. Bu ilk görüşme-
den sonra birer yıl arayla Akabe Biatları meydana gelmiş,
Üseyd b. Hudayr ikinci Akabe Biatı’ndan önce Mus‘ab b.
Umeyr’in vesilesiyle Müslüman olmuş ve ikinci Akabe
Biatı’nda Hz. Peygamber’in on iki nakibinden biri seçilmiş-
tir. Bedir’e savaş amacıyla gidildiğini bilmediği için bu
gazveye katılmamış, bunun verdiği pişmanlık sebebiyle Hz
Peygamber’in bundan sonraki tüm askerî faaliyetlerinden
geri kalmamıştır.
Uhud, Hendek, Tebük, Huneyn gibi gazveler yanında
bir asker olarak birçok seriyyede bulunmuş, barış zamanla-
rında Hz. Peygamber’in istişare toplantılarında danışman-
lık; Abdüleşheloğulları mescidinde imamlık ve öğretmen-
lik yanında yine Hz. Peygamber’e kâtiplik yapmıştır. Allah
Rasûlü’nden sonra Hz. Ebûbekir’in halife seçilmesinde rol
oynamış, Hz. Ömer’in halife olarak tavsiye edilmesinde
danışmanlık yaparak katkı sunmuştur.
Üseyd b. Hudayr, Rasûlullah’a olan bağlılığı, ona olan
sevgisi, imanındaki ihlas ve samimiyeti, gerek Hz. Peygam-
ber gerek Ebû Bekir ve Ömer döneminde sahâbe arasında
seçkin bir yere sahip olarak Hz. Ömer döneminde 20/642
yılında vefat etmiş ve İslâm tarihindeki yerini almıştır.