İslam Hukuku ve Türk Medeni Hukukuna Göre Nişanın Bozulması Ve Tazminatı

0 Yorum Yorum Yap
Stok Durumu

Rumeysa Abanoz

Stok No :

Toplumun temel yapı taşı olan aile, geçmişle gelecek arasında adeta bir
köprü vazifesi görmektedir. Geleceğin teminatı olan çocuklar da bilinçli
bireylerden oluşan bir ailede dinî ve millî değerlerini öğrenip sağlam
karakter sahibi olabilirler. Bunun için sağlıklı bir yuvanın kurulmasında eş
seçimi son derece önemlidir. Eşlerin birbirini tanıyıp evlilik yolunda ilk
adımı attıkları dönem ise nişanlanmadır. Şu var ki bu dönem, her zaman
evlenme ile neticelenmemekte ve birtakım nedenlerle sona ermektedir.
Nişandan vazgeçilmesinin ardından maddi ya da manevi zarara uğrayan
tarafın talep ettiği hususlardan biri de zararlarının tazmini meselesidir.
Türk Medeni Hukuku’nda kanunda belirtilen şartlara uyulması halinde
tazminat kararına hükmedilmiştir. İslam hukukunda ise son dönem
İslam hukukçuları bu meseleyi değerlendirmiş ve farklı görüşler ileri
sürmüştür. Bu kapsamda nişanın bozulmasıyla birlikte verilen zararın

tazmin edilmesi gerektiğini savunanların yanı sıra nişanlanmanın evlen-
me vaadi olduğu için bundan dönmenin mümkün olabileceğini ifade

ederek sorumluluğun ortaya çıkmayacağını savunanlar da olmuştur. Bu

görüşler doğrultusunda nişan, haksız bir fiille bozulmuş ve zarar meyda-
na gelmişse, bunun tazmin edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

Ancak zarar telafi edilirken İslam’ın zarar verme ilgili genel ilkeleri esas
alınarak, suistimallere kapı aralamayan ve karşı tarafa ağır bir tazminat
miktarı tayin edilmeden, hakkaniyete uygun karar verilmelidir.

Toplam 0 Yorum

0

Ortalama Puan

Yorum yapabilmek için Üye Girişi yapmalısınız